Author Archive admin

Akşam Yemeği Diyalogları

Ben continental kahvaltı istiyorum.
I would like a continental breakfast.
ay vud layk e kontinentıl brekfıst

Ben İngiliz kahvaltısı istiyorum.
I would like an English breakfast.
ay vud layk en ingliş brekfıst

Portakal suyu alabilir miyim?
Can I have an orange juice?
ken ay hev en orınc cuys

Çay alabilir miyim?
Can I have a cup of tea?
ken ay hev e kap of ti:

Kahve için biraz süt alabilir miyim?
Can I have some milk for coffee?
ken ay hev sam milk for kofi

Biraz daha ekmek alabilir miyim?
Can I have some more bread?
ken ay hev sam mor bred

Lütfen biraz kızarmış ekmek alabilir miyim?
Can I have some toast, please?
ken ay hev sam tost pli:z

İki adet haşlanmış yumurta istiyorum.
I would like two boiled eggs.
ay vud layk tu boyıld egs

Biraz su alabilir miyim?
Can I have some water?
ken ay hev sam votır

Biraz reçel ve tereyağı alabilir miyim?
Can I have some jam and butter?
ken ay hev sam cem end batır

Mahalli yemekler için bir lokanta önerebilir misiniz?
Can you suggest a restaurant for local cuisine?
ken yu saccest e restorant for lokıl kuzin

Bu akşam için iki kişilik bir masa ayrıtmak istiyorum (rica ediyorum).
I would like to book a table for two people for this evening.
ay vud layk tu buk e teybıl for tu: pi:pıl for dis ivning

İki kişilik bir masa lütfen.
A table for two please.
e teybıl for tu: pli:z

Bahçede mi yoksa içerde mi oturmak istersiniz?
Would you like to sit in the garden or inside?
vud yu layk tu sit in dı gardın or insayd

Pencere kenarında bir masaya oturabilir miyiz?
Could we have a table near the window?
kud vi hev e teybıl ni:r dı vindov

Bu masa ayrılmış mı?
Is this table reserved?
iz dis teybıl rizörvd

Bana bir liste getirebilir misiniz?
Can you bring me a menu?
ken yu bring mi e menü

Sebze çorbası istiyorum.
I would like vegetable soup.
ay vud layk vecitıbıl su:p

Ben karışık ızgara rica ediyorum.
I would like to have a mixed grill.
ay vud layk tu hev e mikst gril

Ben yeşil salata ve kuzu pirzola rica ediyorum.
I’d like lamp chops with green salad.
ayd layk lemb çops vit gri:n salad

Bifteğinizi nasıl arzu edersiniz? Az pişmiş ya da çok pişmiş?
How would you like your steak? Rare or well cooked?
hav vud you layk yor stik reyr or vel kukt

Orta pişmiş olsun.
I like it medium.
ay layk it midyum

Yemeğinizi salata ile birlikte mi alırsınız?
Would you like your meal with salad?
vud yu layk yor miıl vit salad

İçecek ne isterdiniz?
What would you like to drink?
vat vud yu layk tu drink

Şarap listeniz var mı?
Have you got a wine list?
hev yu gat e vayn list

Hangi şarabı tavsiye edersiniz (önerirsiniz)?
What wine do you recommend?
vat vayn du yu rikomend

Ben soğuk birşey istiyorum.
I would like something cold.
ay vud layk samting kold

Bana bir aperatif getirir misiniz?
Could you bring me an aperitif?
kud yu bring mi en aperitif

En ünlü yöresel yemeğiniz nedir?
What is the local speciality?
vat iz dı lokıl spesialiti

Sıhhatinize!
Your very good health!
yor veri gud helt

Şerefe!
Cheers!
çi:rs

Tatlı listenizi alabilir miyim?
Can I have your dessert menu?
ken ay hev yor dizört menü

Ben bir krem karamel istiyorum.
I would like a cream caramel.
ay vud layk e kri:m karamel

Çikolatalı pasta var mı?
Do you have chocolate cake?
du yu hev çaklıt keyk

İki fincan kahve lütfen.
Two cups of coffee please.
tu: kaps ov kofi pli:z

Kahvenizi nasıl istersiniz?
How would you like your coffee?
hav vud yu layk yor kofi

Sütlü istiyorum, lütfen.
I’d like it with milk please.
ayd layk it vit milk pli:z

Hesap lütfen.
The bill, please.
dı bil pli:z

Üstü kalsın.
Keep the change.
ki:p dı çeync

,

İş Başvurusu

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Giriş

Sayın Yetkili,
Dear Sir,
Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim
Sayın Yetkili,
Dear Madam,
Resmi, bayan alıcı, bilinmeyen isim
Sayın Yetkili,
Dear Sir / Madam,
Resmi, bilinmeyen alıcı ismi ve cinsiyeti
Sayın Yetkililer,
Dear Sirs,
Resmi, ismi bilinmeyen bir grup insana veya bir departmanın tümüne seslenirken
Yetkili makama / merciiye,
To whom it may concern,
Resmi, alıcıların ismi ve cinsiyeti tamamen bilinmezken
Sayın Ahmet Bey,
Dear Mr. Smith,
Resmi, erkek alıcı, bilinen isim
Sayın Dilek Hanım,
Dear Mrs. Smith,
Resmi, bayan alıcı, evli, bilinen isim
Sayın Melek Hanım,
Dear Miss Smith,
Resmi, bayan alıcı, evli değil, bilinen isim
Sayın Demet Hanım,
Dear Ms. Smith,
Resmi, bayan alıcı, bilinen isim, bilinmeyen medeni hal
Sayın Alihan Erturan,
Dear John Smith,
Daha az resmi, alıcıyla daha önce iş yapılmış ise
… tarihte …’da ilanını verdiğiniz … pozisyonu için başvurmak istiyorum.
I wish to apply for the post of…which you advertised in…on… .
İlanını bir gazetede veya dergide gördüğünüz işe standart başvuru formülü
…’da yayımlanan ilanınıza binayen size yazıyorum.
I am writing in response to your advertisement posted on…
Online olarak açılmış bir ilana cevap göndermenin standart yolu
… tarihli …’daki ilanınıza binayen yazıyorum.
I refer to your advertisement in…dated… .
İş ilanını nerede bulduğunuzu açıklamanın standart yolu
… dergisinin … nolu baskısı … nolu sayısında iş ilanınızı gördüm ve büyük bir ilgiyle okudum.
I read your advertisement for an experienced…in the…issue of…with great interest.
Düzenli yayımlanan bir dergide karşılaşılan bir iş ilanına başvurmanın yolu
İlan verilen pozisyona … olarak başvurmak benim için bir zevktir.
I have pleasure in applying for the advertised position, as…
Bir iş ilanına başvurmanın standart yolu
… pozisyonuna başvurmak istiyorum.
I would like to apply for the position of…
Bir iş ilanına başvurmanın standart yolu
Şu anda … için çalışıyorum ve sorumluluklarım arasında …
Currently I am working for… and my responsibilities include…
Şu anki iş statünüzü açıklamaya başlamak için bir giriş cümlesi

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Temellendirme

Bu pozisyonla özel olarak ilgileniyorum çünkü …
I am particularly interested in this job, as…
Belli bir işi neden istediğinizi açıklarken kullanılır
… için sizinle çalışmak isterdim.
I would like to work for you, in order to…
Belli bir işi neden istediğinizi açıklarken kullanılır
Güçlü yanlarım …
My strengths are…
Anahtar özelliklerinizin neler olduğunu gösterirken kullanılır
Tek zayıf yönüm / yönlerim … . Ancak bu alanda / alanlarda kendimi geliştirmek için fırsat kolluyorum.
I would say that my only weakness / weaknesses are… . But I am looking to improve in this / these area/s.
Zayıf yönlerinizi gösterirken o zayıf yönleri geliştireceğinizi de belirtmeniz durumunda kullanılır
Bu pozisyon benim için çok uygun çünkü …
I would be well suited to the position because…
Neyin seni bu iş için iyi bir aday yaptığını açıklarken kullanılır
… konusunda tecrübem olmamasına rağmen … konuda oldukça tecrübeliyim.
Although I have no previous experience in…, I have had…
Belli bir iş alanında daha önce çalışmadıysanız buna rağmen farklı alanlardaki deneyimlerinizi gösterirken kullanılır
Profesyonel niteliklerim / becerilerim öyle görünüyor ki şirketinizin gerektirdiği özelliklere çok iyi uyuyor.
My professional qualifications / skills appear to be well suited to your company’s requirements.
Hangi becerilerinin seni bu iş için iyi bir aday yaptığını açıklarken kullanılır
… olan zamanım boyunca, … konusunda kendimi geliştirdim / ilerledim / genişlettim.
During my time as …, I improved / furthered / extended / my knowledge of…
Yeni beceriler için belli bir alandaki yetkinliğinizle ilgili tecrübelerinizi gösterirken kullanılır
Uzmanlık alanım dahilinde …
My area of expertise is…
Ana becerilerinin ve tecübelerinin hangi alanda olduğunu gösterirken kullanılır
…’de çalışırken … konusunda oldukça uzmanlık kazandım.
Whilst working at… I became highly competent in…
Yeni becerilere açıklığı ve belli bir alandaki tecrübeyi gösterirken kullanılır
Çok kısıtlı bir zamanda çalışırken bile net sonuç odaklılığını elden bırakmamamın yanında, … için özel olarak çok uygun olduğumu belirtmek isterim.
Even when working at high speed, I do not neglect accuracy and would therefore be particularly suitable for the demands of working as ….
Daha önceki işlerinden kazandığın bu tecrübeyle neden başvurduğun yeni iş için iyi olduğunu açıklarken kullanılır
Baskı altındayken bile yüksek iş kalitesi standartlarını koruyabilirim.
Even under pressure I can maintain high standards.
Son derece çaba gerektiren bir iş ortamında çalışabileceğinizi açıklarken
Bu pozisyondaki işim ile bu konudaki özel ilgimi birleştirmiş olacağım bu şekilde.
And thus I would have the opportunity to combine my interests with this placement.
Belli bir işe özel ilginiz olduğunu belirtirken kullanılır
… ile ilgili özel bir ilgim var ve eğer sizinle çalışma şansım / fırsatım olursa çok minnettar kalırdım.
I have a lively interest in … and would appreciate the opportunity / chance to broaden my knowledge by working with you.
İşe özel bir ilginiz olduğunu belirtirken kullanılır
Özgeçmişimden de görebileceğiniz gibi tecrübelerim ve kualifikasyonlarım bu pozisyon için çok uygun.
As you can see from my enclosed résumé, my experience and qualifications match this position’s requirements.
Özgeçmişinize dikkat çekmek ve bu işe ne kadar uygun olduğunuzu göstermek için kullanılır
… olarak …’daki şu anki pozisyonum bana yüksek baskıyla, takım ruhu içinde çalışmayı öğretti, iş arkadaşlarımla yakın mesafede çalışmanın işleri yetiştirmek açısından önemini kavrattı.
My current position as…for…has provided me with the opportunity to work in a high-pressure, team environment, where it is essential to be able to work closely with my colleagues in order to meet deadlines.
Şu anki işinizden ne gibi beceriler elde ettiğinizi gösterirken kullanılır
… olarak sorumluluklarıma ilaveten … becerilerimi de geliştirdim.
In addition to my responsibilities as…, I also developed…skills.
Şu anki işinizden edindiğiniz ek becerileri gösterirken kullanılır. Mesleki ünvanınızla pek alakalı olmayan beceriler

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Beceriler

Ana dilim …, ama … da konuşabiliyorum.
My native language is…, but I can also speak…
Akıcı olduğunuz ana dilinizi veya diğer dilleri göstermek için kullanılır
… diline son derece hakimimdir.
I have an excellent command of…
Anadiliniz olmayan ama yüksek seviyede iletişim kurabildiğiniz dilleri göstermede kullanılır
İyi seviyede … bilgim vardır.
I have a working knowledge of…
Anadiliniz olmayan ama orta seviyede iletişim kurabildiğiniz dilleri göstermede kullanılır
… üzerine … yıllık iş tecrübem vardır.
I have …years experience of working…
Belli bir iş alanı hakkındaki tecrübenizi göstermek için kullanılır
…’ın tecrübeli bir kullanıcısıyım.
I am an experienced user of…
Hangi bilgisayar yazılımını kullanabildiğinizi gösterirken kullanılır
… ve …”den yeterli ve gerekli derecelerde anlıyorum.
I believe I possess the right combination of…and… .
Becerilerinizin dağılımını göstermek için kullanılır
Mükemmel iletişim becerisi
Excellent communication skills
Bilgi paylaşımı ve iş arkadaşlarınıza açıklayıcı olabilme becerisi
Tümdengelim muhakemesi
Deductive reasoning
Hızlı ve verimli anlayabilme-anlatabilme becerisi
Mantıklı düşünebilme
Logical thinking
Birinin fikirlerini iyi planlanmış ve net bir şekile sokarak inşa etme
Analitik düşünce
Analytical skills
Detaylı sorgulama ve araştırma yeteneği
İyi kişilerarası ilişki becerisi
Good interpersonal skills
Diğer çalışanlarla etkili bir biçimde iletişimde olmayı becerme yeteneği
Anlaşma becerisi
Negotiation skills
Diğer şirketlerle etkili biçimde iş anlaşması yapabilme yeteneği
Sunum becerisi
Presentation skills
Kalabalık insan topluluğu önünde etkili biçimde fikir alışverişinde bulunabilme

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Kapanış

Şirketinizin bana sunacağı bir pozisyonu son derece heyecanla bekliyorum.
I am highly motivated and look forward to the varied work which a position in your company would offer me.
Bir kişinin şirket için çalışma isteğini yinelemesinin kapanışında kullanılır
Bu pozisyondaki yeni görevleri bir giriş sınavı gibi görüyor ve onları dört gözle bekliyorum.
I see new tasks / this position as a welcome challenge, which I look forward to.
Bir kişinin şirket için çalışma isteğini yinelemesinin kapanışında kullanılır
Pozisyonun derin detaylarını sizinle bireysel olarak görüşme fırsatını memnuniyetle karşılardım.
I would welcome the opportunity to discuss further details of the position with you personally.
Bir mülakat ihtimaline karşı ipucu veren kapanış
Özgeçmişimi / CV’mi ekte bulabilirsiniz.
Please find my résumé / CV attached.
Özgeçmiş / CV’nizin önyazıyla birlikte olduğunu söylemenin standart yolu
Eğer istenirse …’dan referans sağlayabilirim.
I can supply references from…if required.
İş verene referans sağlayabileceğinizi söylemenin standart yolu
Referanslar …’dan sağlanabilir.
References can be requested from…
İşverene kontakt kurabileceği bir referans sağlamak istediğinizde kullanılır
… tarihindeki bir mülakat için uygunum.
I am available for interview on…
Bir mülakat için müsait olduğunuzu belirtmede kullanılır
İlginiz ve zamanınız için teşekkür ederim. Bu pozisyona neden uygun olduğumu sizinle kişisel olarak görüşmek için sabırsızlanıyorum.
Thank you for your time and consideration. I look forward to the opportunity to personally discuss why I am particularly suited to this position. Please contact me via…
Tercih edilen birinin kontakt detaylarını verirken ve işverene başvurunuzu incelediği için teşekkür ederken kullanılır
Saygılarımla,
Yours faithfully,
Resmi, bilinmeyen alıcı ismi
Tüm içtenliğimle,
Yours sincerely,
Resmi, sıkça kullanılan, bilinen alıcı
Saygılarımla,
Respectfully yours,
Resmi, çok sık kullanılmayan, bilinen alıcı ismi
Saygılar,
Kind/Best regards,

Doğum Günü Diyalogları

Bill: My birthday will be coming up soon, won’t it Mum?
Bill:  Doğum günüm yaklaşıyor, değil mi anneciğim?
Mother: Yes, of course…..
Anne: Evet, tabi…….
Bill: Only…..
Bill:  Sadece…..
Mother: You’d like to have a party for your friends?
Anne: Arkadaşların için bir parti mi vermek istiyorsun?
Bill: Yes, mum, like last year.
Bill:  Evet,  anneciğim, geçen yılki gibi.
Mother: Well, why not?
Anne: Şey, neden olmasın?
Bill: Thanks.
Bill:  Teşekkürler.
Mother: How many guests are you going to invite?
Anne: Kaç konuk davet edeceksin?
Bill: Not many, just my speacial friends. Twelve or fifteen that’s all.
Bill:  Fazla değil, yalnız özel arkadaşlarım. Oniki veya onbeş kişi hepsi o kadar.
Mother: I’ve got one request. Can you make sure you don’t make as much  noise as last year. Remember we got a lot of complaints from the neighbours after last years party.
Anne: Bir ricam var. Geçen yılki kadar gürültü yapmayacağınızdan emin olabilir misin? Geçen yılki partiden sonra komşulardan pek çok şikâyet aldığımızı hatırla.    
Bill: No, that was Peter’s fault. He kept turning up the volume, remember?
Bill:  Hayır, o Peter’in hatasıydı. Sesi devamlı açtı, hatırladın mı?
Mother: How can I forget!
Anne: Nasıl unutabilirim ki!
Bill: But he won’t be coming this year. He’s going to be in Switzerland. Anyway, it’s going to be a smaller party.
Bill:  Fakat o, bu yıl gelmeyecek. İsviçre’de bulunacak. Her neyse, daha küçük bir parti olacak.
Mother: If you like we can sit down tomorrow evening and make a list of what food and nibbles and things you’re going to need.
Anne: Eğer istersen, yarın akşam oturup ihtiyacınız olacak olan yiyecek, kanepe ve eşyaların bir listesini yapabiliriz.
Bill: We’re going to need you mean – You and dad are going to come as well, aren’t you?
Bill:  Bizim ihtiyacımız olacak olan, demek istedin – sen ve babam da geleceksiniz değil mi?
Mother: Well………… I suppose so. If we’re invited, that is.
Anne: Şey, öyle umarım, Eğer davet edildiysek, öyle olsun.

,

Tatil Tatili Anlatımı

My Best Holiday- Benim iyi yaz tatilim ingilizce yaz tatili

I went to Gümbet, Bodrum, last year in July .I went to Gümbet with my  father my mother, my 6 years old brother. We went there by car. We stayed in Gümbet for ten  days in a big hotel with a sea view. We could to see all the beach from our room. We usually had our breakfast about 09:00 o clock.  After breakfast we usually went to the beach. Because, It was very hot during our holiday . The temperature was about 35 degree Celsius. I swam very much in the sea. My little brother can not swim, so he played with other children nearby or  in the sea. We usually had our lunch at the beach and we had our dinner out of the hotel in Gümbet centre. In the evenings we mostly went to the Bodrum city center after our dinner. We usually walked around the town and we walked to the seafront. I made a lot of new friends during my holiday There were also many tourists staying in our hotel. So ,I  had  chance to practice my English. After 10 days of holiday , we came back to our home . It was really very my best holiday, because I spoke first time with tourists.

Geçen sene tatil için Temmuz ayında Bodrum Gümbete gittik. Gümbet’e ben, annem , babam, 6 yaşındaki erkek kardeşimle beraber gittik. Bodruma Arabayla gittik. Gümbet de 10 gün boyunca deniz manzaralı büyük bir otelde kaldık. Odamızdan sahili görebiliyorduk. Genellikle sabahları saat 9 da kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra çoğunlukla sahile gittik. Çünkü hava çok sıcaktı. Hava sıcaklığı yaklaşık 35 dereceydi. Ben denizde yüzdüm. Küçük kardeşim yüzemiyor bu yüzden o deniz kenarında veya denizin içinde diğer çocuklar ile oynadı. Öğle yemeklerini genellikle sahilde, akşam yemeklerinide Gümbet merkezde yedik. ,Akşamları Akşam yemeğinden sonra çoğunlukla Bodrum merkeze gittik. Şehirde ve sahil kenarında dolaştık. Tatil boyunca bir çok arkadaş edindim. Otelde aynı zamanda birçok turist kalıyordu. Böylece İngilizce pratik yapma şansım oldu. 10 tatilden sonra evimize geri döndük. Bu benim en iyi tatilimdi çünkü ilk defa turistlerle konuştum.

Hava Durumu

Havanın nasıl olduğunu sormak için ‘’ What’s the weather like?’’  ya da ‘’ How is the weather? ‘’sorularından birini kullanabiliriz. Bu soruya cevap verirken kullanabileceğimiz, hava durumunu belirten bazı ifadeler şunlardır:

Sunny: Güneşli

Cloudy: Bulutlu

Windy: Rüzgarlı

Foggy: Sisli

Stormy: Fırtınalı

Snowy: Karlı

Freezing: Dondurucu ( aşırı soğuk)

Chilly: Serin,soğuk

Hot: Sıcak

Cold: Soğuk

Cool: Serin

Warm: Ilık

Icy: Buzlu

Rainy: Yağmurlu

 

 >  What is the weather like in summer? (Yazın hava nasıl?)

The weather  is hot and sunny. (Hava sıcak ve güneşli)
It is hot and sunny. (O sıcak ve güneşli)

 

 >  What’s the weather like in winter in Erzurum? ( Kışları Erzurum’da hava nasıldır?)

It is cold and snowy.( Hava soğuk ve karlıdır.)

 

 >  Sıcaklığın kaç derece olduğunu sormak için de ‘’ What’s the temperature?’’ sorusunu kullanırız.

What’s the temperature? ( Hava sıcaklığı kaç derece?)
It’s 22°C. ( 22 santigrat derecedir.)

Renkler

Black–Siyah

Blue–Mavi

Brown–Kahverengi

Green–Yeşil

Grey–Gri

Orange –Turuncu

Pink–Pembe

Purple–Mor

Red–Kırmızı

White–Beyaz

Yellow–Sarı

 

Örnek:

I have dark brown hair- Ben koyu kahverengi saçlara sahibim

My father drives a light blue car- Babam açık mavi bir araba kullanıyor

Nesrin has bright blond hair-Nesrin parlak sarışın saçlara sahiptir.

 

 

O.R.: These shoes are pretty. What colors do they come in?

– Bu ayakkabıları gerçekten çok hoş. Ne renkleri var?

S: Presently we have them in brown and black.

– Şu anda elimizde kahverengi ve siyah mevcuttur.

O.R.: Could you show me the black shoes in a medium heel?

– Bana orta topuklu siyah ayakkabıları gösterir misiniz?

Kıyafetler

Shopping For Clothing – Kıyafet Alışverişi (ingilizce alışveriş diyalogları)

Levent Sayar:  Can you help me, please? – Lütfen bana yardımcı olur musunuz?

Salesman:  Yes, sir. What is it? – Evet, efendim. Nasıl yardımcı olabilirim?

L.S.:  I’m looking for a flannel suit, size 40. – Ben 40 numara bir flanel takım arıyorum.

S:  What color do you want? – Ne renk?

L.S.:  I prefer something in gray. – Gri olmasını tercih ederim.

S:  Here’s an excellent suit in gray flannel. Will you try it on? – İşte harika bir gri flanel takım. denemek ister misiniz?

L.S.:  Yes, I will. Where is the fitting room? – Evet. Deneme kabini nerededir?

S:  Come this way. – Buraya gelin.

L.S.:  How does it look? – Bana nasıl oldu?

S:  It looks great. It’s exactly your size. – Harika. Bu sizin bedeninizdir.

L.S.:  How much is it? – Kaç paradır?

S:  This suit is on sale. It’s only 115 dollars. – Bu takım indirimdedir. Sadece 115 dolardır.

L.S.:  All right. I’ll take it. – Tamam. Onu alacağım. …..

Saleswoman:  May I help you? – Yardımcı olabilir miyim?

Oya Rahman:  Yes, I’m looking for a blouses. – Evet, ben bir bluz arıyorum.

S:  What’s your size? – Bedeniniz nedir?

O.R.:  I wear size 12. Could you show me some blouses in solid color? – 12 beden giyorum. Bana düz renk bluzları gösterir misiniz?

S:  What colors do you want? – Ne renk istiyorsunuz?

O.R.:  Yellow and white. – Sarı ve beyaz.

S:  They are over here. – Onlar burada.

O.R.:  What’s the material? – Kumaşı nedir?

S:  It’s fifty percent cotton and fifty percent polyester. – Bunlar yüzde elli pamuk ve yüzde elli polyesterdir.

O.R.:  This white blouse looks nice. I’d like to try it on. – Bu beyaz bluz hoş görünüyor. Bunu denemek istiyorum.

S:  The fitting room is to your left. – Deneme odası sol tarafınızdadır.

O.R.:  I think this blouse is all right. – Bence bu bluz oldu.

S: Very well, ma’am. Will that be cash or credit card? – Çok iyi, hanımefendi. Nakit mi, kredi kartı mı?

O.R.: I’d like to give you a check. – Ben size çek vermek istiyorum.

S: We need at least one piece of identification. – Kimliğinizi görebilir miyiz?

O.R.: Here is my driver’s license. – İşte ehliyetim.

S: All right. We can accept your check. – Tamam. Çeki kabul ediyoruz. …..

O.R.: These shoes are pretty. What colors do they come in? – Bu ayakkabıları gerçekten çok hoş. Ne renkleri var?

S: Presently we have them in brown and black. – Şu anda elimizde kahverengi ve siyah mevcuttur.

O.R.: Could you show me the black shoes in a medium heel? – Bana orta topuklu siyah ayakkabıları gösterir misiniz?

S: We have them in a higher, lower, and medium heel. Just a minute. I’ll bring you the pair you wanted to see. – Bizde düşük, yüksek ve orta topuklu olanları var. Bir dakika. Sizin görmek istediğiniz çifti getireceğim. …..

Yasemin Pala: Yesterday I bought this skirt. I’d like a refund. – Dün ben bu eteği aldım. İade etmek istiyorum.

Saleswoman: Do you have the receipt with you? – Fişiniz yanınıza mı?

Y.P.: Yes, I do. – Evet.

S.: You’ll get your refund in room 208, on the second floor. – Paranızı 2. katta 208 numaralı odadan geri alabilirsiniz.

 

İngilizce kıyafet isimleri ve anlamları:

blouse (bluz)

boot (çizme, bot)

coat (palto, mont)

jeans (kot pantolon)

pants (pantolon)

shirt (gömlek)

shoe (ayakkabı)

skirt (etek)

sock (çorap)

sweatshirt (uzun kollu pamuklu kazak)

tie (kıravat)

t-shirt (tişört)

tights (tayt)

trousers (pantolon)

Saatler

  • Geçen dakikayı söylerken PAST , kalan dakikayı söylerken TO kullanırız. Dikkat etmemiz gereken İngilizcede saatleri söylerken geçen ya da kalan dakika önce söylenir ardından saat gelir. Buçuğa kadar olan zaman diliminde PAST (geçe) , buçuktan sonra ise TO (kala) kullanmamız gerekir.

Saatin 12 saatlik zaman dilimi ile ifade edildiği durumlarda söylenen saatle birlikte AM ve PMkullanılır.

AM latince ante meridiem öğleden önce anlamına gelir. Gece saat 24:00 ile öğleyin saat 12:00 arasındaki zaman dilimini belirtmek için kullanılan bir kısaltmadır.

PM ise latincede post meridiem, öğleden sonra anlamına gelir.Öğle 12:00 ile 24:00 arasındaki saatleri belirtmek için kullanılan bir kısaltmadır.
AM ve PM kısaltmalarının ülkeye göre bazen büyük harfle “ AM ve PM”, bazen küçük harfle “am ve pm” bazende “a.m. ve p.m.” şeklinde yazıldığı görülür.

• My sister called me at 8 AM. ( Kız kardeşim sabah 8’de beni aradı.)

Saati ifade ederken kullanılan AM sabah saati olduğunun anlaşılmasını sağlamıştır. Gece 12’den öğlen 12 ye kadar olan zamanda AM kullanılır.

• I work from 1 PM to 7 PM. ( Öğleden sonra 1’den 7’ye kadar çalışırım.)

Hobiler

Zevk aldığınız şeylerden bahsederken

what do you like doing in your spare time? boş zamanında ne yapmaktan hoşlanırsın?
I like … … severim
watching TV televizyon seyretmeyi
listening to music müzik dinlemeyi
walking yürüyüşe çıkmayı
jogging koşmayı
I quite like … … hoşuma gider
cooking yemek yapmak
playing chess satranç oynamak
yoga yoga yapmak
I really like … … çok severim
swimming yüzmeyi
dancing dans etmeyi
I love … … zevk alırım
the theatre tiyatroya gitmekten
the cinema sinema seyretmekten
going out dışarı çıkmaktan
clubbing kulüplere gitmekten
I enjoy travelling seyahat etmeyi severim
sevmediğiniz şeylerden bahsederken

I don’t like … … hoşlanmam
pubs publardan
noisy bars gürültülü barlardan
nightclubs gece kulüplerinden
I hate … … nefret ederim
shopping alışveriş yapmaktan
I can’t stand … … tahammül edemiyorum
football futbola
İlgi alanlarınızdan bahsetmenin diğer yolları

I’m interested in … … ilgim var
photography fotoğrafa
history tarihe
languages dillere
I read a lot çok okurum
have you read any good books lately? son zamanlarda iyi bir kitap okudun mu?
have you seen any good films recently? son zamanlarda iyi bir film seyrettin mi?
İngilizce ifade kılavuzu

Spor

do you play any sports? bir spor dalıyla uğraşıyor musun?
yes, I play … evet, … oynuyorum
football futbol
tennis tennis
golf golf
I’m a member of a gym bir spor salonuna üyeyim
no, I’m not particularly sporty hayır, pek sportif biri değilim
I like watching football futbol seyretmeyi severim
which team do you support? hangi takımı tutuyorsun?
I support … … tutuyorum
Manchester United Manchester United’ı
Chelsea Chelsea’yi
I’m not interested in football futbol ile ilgilenmiyorum
Müzik

do you play any instruments? herhangi bir enstruman çalıyor musun?
yes, I play … evet, … çalıyorum
the guitar gitar
yes, I’ve played the piano for … years evet, … yıl piyano dersi aldım
five beş
I’m learning to play … … çalmayı öğreniyorum
the violin keman
I’m in a band bir grubum var
I sing in a choir bir korodayım
what sort of music do you like? hangi tür müzikten hoşlanırsın?
what sort of music do you listen to? hangi tür müzik dinlersin?
pop pop
rock rock
dance dans
classical klasik
anything, really her türlü
lots of different stuff bir çok değiş tür
have you got any favourite bands? beğendiğin bir grup var mı?

Yiyecek ve İçecekler

Food and Drinks(Yiyecek ve İçecekler)

İngilizce yiyecek ve İçecekler konu anlatımı

Fruit Meyveler

Apple Elma

Apple slice Elma dilimi

Seed Çekirdek

Orange Portakal

Orange juice Portakal suyu

Lemon Limon

Lime Misket Limonu / Küçük Limon

Banana Muz

Peel Kabuk

Grapes Üzüm

Raisins Kuru üzüm

Grapefruit Greyfurt

Cherry Kiraz

Stem Çöp/sap

Sour cherry Vişne

Avocado Amerikan armutu / Avokado

Peach Şeftali

Apricot Kayısı

Cantaloupe Kavun

Watermelon Karpuz

Rind Kabuk

Peanut Fıstık

Strawberry Çilek

Raspberry Ahududu

Blackberry Böğürtlen

Blueberry Yaban Mersini

Mulberry Dut

Coconut Hindistan cevizi

Quince Ayva

Mango Mango/Hintkirazı

Pineapple Ananas

Pomegranate Nar

Chestnuts Kestane

Tangerine Mandalina

Pear Armut

Fig İncir

Plum Erik

 

Vegetables İngilizce Türkçe Sebzeler

Asparagus Kuşkonmaz

Artichoke Enginar

Peas Bezelye

Pea pod Bezelye kabuğu

Radish Turp

Beet Pancar

Pumpkin Balkabağı

Zucchini Kabak

Cucumber Salatalık

Pepper Biber

Bell pepper/ capsicum Dolmalık Biber

Beans Fasulye

Aubergine / eggplant Patlıcan

Garlic Sarımsak

Clove Diş

Cauliflower Karnabahar

Broccoli Brokoli

Celery Kereviz

Carrot Havuç

Potato Patates

Onion Soğan

Mushroom Mantar

Cabbage Lahana

Lettuce Marul

Corn Mısır

Turnip Turp

Tomato Domates

Green onion Yeşil soğan

 

Food İngilizce Türkçe Yiyecekler

Bread Ekmek

Slice Dilim

Crumb Kırıntı

Soup Çorba

Dessert Tatlı

Fish Balık

Chicken Tavuk

Jam Reçel

Grains, cereals Tahıllar, hububat

Wheat Buğday

Barley Arpa

Rice Pirinç

Noodles Erişte

Pasta Makarna

Dairy Foods Süt ürünler

Milk Süt

Butter Tereyağı

Yoghurt Yoğurt

Cheese Peynir

Olive Zeytin

Olive oil Zeytinyağı

Nuts Sert kabuklu yemişler

Peanut Yer fıstığı

Almond Badem

Chestnut Kestane

Walnut Ceviz

Hazelnut Fındık

Pistachio Antep fıstığı

Peanut butter Fıstık ezmesi

Eggs Yumurtalar

Yolk Yumurta sarısı

White Yumurta akı

Scrambled eggs Omlet

Egg shell Yumurta kabuğu

Hard-boiled egg Haşlanmış yumurta

Carton of eggs Yumurta kolisi

Meat Et

Sausage Sosis

Beef Sığır eti

Pork Domuz eti

Steak Biftek

Ham But

Bacon Çeşnili domuz sırtı

Drumstick But / Baget

 

Hamburger / Sandwich Hamburger / Sandviç

Hotdog Sosisli Sandviç

French fries Patates kızartması

Pizza Pizza

Potato chip Patates cipsi

Condiments Çeşniler

Salt Tuz

Black pepper Karabiber

Ketchup Ketçap

Mustard Hardal

Mayonnaise Mayonez

Pickle Turşu

Honey Bal

Popcorn Patlamış mısır

Sugar Şeker

Sugar Cube Küp şeker

Candy Şekerleme

Lollipop Saplı şeker

Chocolate Çikolata

Wrapper Ambalaj kâğıdı

Cake Pasta

Cookie Kurabiye

Pie Turta

Gum Sakız

Ice-cream Dondurma

Cone Külah

Ice lolly / Popsicle Buzlu şeker

Donut Lokma (benzeri yağda kızarmış şekerli çörek)

Fairy cake / Cupcake Fincan kek

 

Drinks, Beverages İngilizce İçecekler Meşrubatlar

Water Su

Tap water Çeşme suyu

Bottle / Glass Şişe Bardak

Coffee Kahve

Tea Çay

Green tea Yeşil çay

Iced tea Soğuk Çay

Hot chocolate Sıcak çikolata

Cocoa Kakao

Coke Kola

Juice Meyve suyu

Milkshake / thickshake Süt ve dondurmanın karıştırılmasıyla yapılan içecek türü

Mineral water Maden suyu

Lemonade Limonata

Alcoholic drinks Alkollü içecekler

Wine Şarap

Beer Bira

Cocktail Kokteyl

Whiskey Viski

 

Herbs İngilizce Otlar

Thyme Kekik

Rosemary Biberiye

Parsley Maydanoz

Cilantro Kişniş

Basil Fesleğen

 

Yiyecek ve içecek sipariş ederken restoranda, kafede karşılaşa bilinecek durumlar için terimler ve örnek cümleler.

Busboy Garson Yamağı, Komi

Server, waiter waitress Garson

Cook Aşçı

Dishwasher Bulaşıkçı

Chief Şef

Bill, cheque, check Fatura, Hesap

Tip Bahşiş

Order Sipariş (etmek)

Customers Müşteriler

Main course Ana menü

All you can eat Açık büfe

 

Hello, Can I help you? Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim.

What would you like to eat/drink? Ne yemek/içmek istersiniz?

Would you like something to eat/drink? Yiyecek/İçecek olarak ne alırsınız?

Have you booked a table? Masa ayırttınız mı?

Would you like to look at the menu? Menüye bakmak ister misiniz?

Are you ready to order? Karar verdiniz mi?  (Sipariş vermeye hazır mısınız?)

Would you like to order any drinks while you’re looking at the menu? Menüye bakarken bir şeyler içmek ister misiniz?

I’d like a cup of coffee. Bir fincan kahve istiyorum.

I’ll have a glass of water. Ben bir bardak su alayım lütfen.

I just want a glass of water. Sadece bir bardak su istiyorum.

Please bring me a glass of water. Lütfen bir bardak su getirin.

Would you like a dessert? Tatlı ister misiniz?

Did you enjoy the meal? Yemeği beğendiniz mi?

Would you like anything else? Coffee, tea? Başka bir şey ister misiniz? Çay, Kahve?

Would you like a starter? Aperatif ister misiniz?

How much is a hamburger? Bir hamburger ne kadar?

How much is the tax on this bill? Bu faturadaki vergi ne kadar?

How much is the total? Toplamda ne kadar?

That’s $ 4.99 4.99 $ (tuttu, yapıyor)

How would you like to pay? Ödemeyi nasıl yapmak istersiniz? (nakit, kredi kartı)

Keep the change Üstü kalsın