Category Archive a2

Otel Rezervasyonu

Hotel Reservation (Hotel rezervasyonu)

A: I would like to make a hotel reservation. (Hotel rezervasyonu yaptırmak istiyordum.)
B: What day will you be arriving? (Varış tarihiniz ne zaman?)
A:I will be arriving on May 14th. (Mayıs’ın 14’ünde varmış olacağım.)
B: How long will you be staying? (Ne kadar kalacaksınız?)
A:I need the room for 3 nights. (3 gece için tutmak istiyordum.)
B: How many people will be staying in the room? (Odada kaç kişi kalıcak?)
A: I will be staying in the room alone. (Tek başıma kalacağım.)
B: Would you like a smoking or nonsmoking room? (Sigara içilebilir ya da içilemez odalardan hangisini isterdiniz?)
A: I need a nonsmoking room. (Sigara içilmeyen odadan istiyorum.)
B: We have booked a room for you. Please be sure to arrive 4:00 on your check-in date. (Rezervasyonunuzu yaptık. Check-in için geldiğinizde lütfen 4 gibi burada olun.)

,

Günlük Diyaloglar

Looking for an Apartment (Apartman bakmak)

A: Can you tell me the best way to look for an apartment? ( Apartman bulabilmenin en iyi yöntemi nedir?)
B: The local newspaper has ads for housing. (Yerel gazetelerde ev için ilanlar var.)
A: Is there any way to find a roommate to share an apartment with? (Apartmanı paylaşabileceğin bir arkadaş bulabilmenin yolu var mı?)
B: Sometimes you can post an advertisement saying that you need a roommate. (Bazen oda arkadaşına ihtiyacın olduğunu söyleyen afiş asabilirsin)
A: What do landlords charge for rent? (Ev sahibi ev kirası için ne kadar ister?)
B: Would you like an apartment for just yourself, or do you need it for two people? (Apartmanı kendin için mi yoksa iki kişi için mi istiyorsun?)
A: There are two of us, but we only need a one-bedroom apartment. (İki kişi olucak fakat biz sadece 1 yatakodası olan bir apartmana ihtiyacımız var.)
B: You should be able to easily find that for twelve hundred dollars a month. (Ayda 1200 dolarlık kira ile kolayca bir yer bulabilirsin.)
A: I really would appreciate it if you could come look at apartments with me. (Apartmanlara bakmak için benimle gelirsen çok memnun kalırım.)
B: Sure, I’ll go look at apartments with you anytime you want. (Tabi ki, istediğin zaman seninle apartman bakmaya giderim.)

Greeting a Neighbor (Komşuyu karşılamak)

A: It is very nice meeting you. (Seninle tanışmak güzeldi.)
B: I’m happy to meet you also. (Ben de seninle tanıştığım için mutluyum.)
A: When did you get moved in? (Ne zaman taşındın?)
B: Just this past weekend. (Geçtiğimiz hafta.)
A: I didn’t even know the house got sold. (Evin satıldığını bile bilmiyordum.)
B: I absolutely love this house, so I had to buy it. (Bu evi çok seviyorum, bu yüzden almak zorundaydım.)
A: I understand, because the house is extraordinary. (Anlıyorum, çünkü bu ev sıradışı.)
B: How many years have you been living in your house? (Ne zamandan beri evinde yaşıyorsun?)
A: I’ve been living here for over 20 years. (Ben yirmi yılı aşkın süredir burada yaşıyorum.)
B: Twenty years? That is a very long time. (20 yıl mı? Bu çok uzun süre.)
A: I hope that we remain neighbors for a while longer. (Umarım uzun süre komşu olarak kalırız.)
B: I could never move out of this house. (Böylece ben de asla evden taşınmam.)

Getting Off Too Early (Erkenden inmek)

A: Is this our bus stop? (Burası bizim otobüs durağımız mı?)
B: I think this is it. Get off. (Sanırım burası. İn.)
A: Dude, where are we at? (Dostum, neredeyiz?)
B: I have no idea. (Hiçbir fikrim yok.)
A: I thought this was the right stop. (Ben burası doğru istasyon zannediyordum.)
B: It doesn’t look right to me. (Bana öyle gözükmedi.)
A: Did you make us get off early? (Bizi erken mi indirdin?)
B: I think we did. (Sanırım, öyle yaptık.)
A: I should not have listened to you. (Seni dinlememeliydim.)
B: I really thought this was our stop. (Gerçekten burası bizim durak zannettim.)
A: Now we have to walk. (Şimdi yürümemiz gerekiyor.)
B: Maybe we should just wait for the next bus. (Belki de, bir sonraki otobüsü beklemeliyiz.)

Expressing Concern for Someone (Birisi için endişeni dile getirmek)

A: Why weren’t you at school yesterday? (Dün niye okulda değildin?)
B: I wasn’t really feeling well. (Kendimi iyi hissetmiyordum.)
A: What was wrong with you? (Neyin vardı?)
B: My stomach was upset. (Miğdem çok fenaydı.)
A: Do you feel better now? (Şimdi daha iyi hissediyor musun?)
B: I don’t really feel too well yet. (Hala çok iyi hissetmiyorum.)
A: Do you want anything to make you feel better? (Kendini daha iyi hissetmek için bir şeyler yapmak ister misin?)
B: No, thanks. I already took some medicine. (Hayır,teşekkür ederim. Zaten birkaç tane ilaç aldım.)
A: I hope you feel better. (Umarım iyileşirsin.)
B: Thank you. (Teşekkür ederim.)

Favorite Movie (Favori film)

A: What’s your favorite movie? (Favori filmin hangisi?)
B: My favorite movie is Superbad. (Benim favori filmim Çok Fena.)
A: Oh, why is that? (Oh, neden peki?)
B: It’s the funniest movie that I’ve ever seen. (Çünkü şimdiye kadar gördüğüm en komik film.)
A: That’s true. It is a very funny movie. (Bu doğru. Çok komik bir film.)
B: You’ve seen it before? (Sen daha önceden izledin mi?)
A: Yes, I saw that movie the first day it came out in theaters. (Evet, filmi sinemalara ilk çıktığında izlemiştim.)
B: Didn’t you laugh through the whole movie? I did. (Bütün film boyunca gülmedin mi? Çünkü ben güldüm.)
A: Me too. That movie brought tears to my eyes. (Ben de. Bu film gözlerimden yaşlar getirdi.)
B: Mine too. (Benim de.)
A: I have it on DVD at my house if you want to come over and watch it. (Bizim evde filmin DVD si var eğer gelip izlemek istersen.)
B: Sure, let’s go. (Neden olmasın, hadi gidelim.)

Making Excuses (Bahane uydurmak)

A:Would you like to come to a movie with me? (Benimle sinemaya gelir misin?)
B:When do you want to go? (Ne zaman gitmek istersin?)
A:How about next Friday evening? (Önümüzdeki Cuma akşamına ne dersin?)
B:I’m sorry, I can’t. I’m having dinner with a friend. (Üzgünüm, gelemem. O gün bir arkadaşımla akşam yemeği için buluşacağım.)
A:How about the following Tuesday? (Ya gelecek Salı?)
B:I go to evening class on Tuesdays. (Salı günleri akşam derslerine gidiyorum.)
A:Oh, maybe some other time? (Oh, belki başka zamana gideriz?)
B:Yeah, I’ll give you a call. (Evet, ben seni ararım.)

Sharing News and Information (Haber ve bilgiyi paylaşmak)

A: Have you heard the news? (Haberleri duydun mu?)
B: I haven’t heard anything. (Hiçbir şey duymadım.)
A: Debrah had her baby last week. (Debrah’ın geçen hafta bebeği oldu.)
B: Nobody told me. (Hiçkimse bana söylemedi.)
A: I thought you heard. (Senin duyduğunu zannediyordum.)
B: I really wasn’t told anything. (Bana hiçbir şey söylenmedi.)
A: She was a cute 3,8 kilograms. (3,8 kilogram ağırlığında tatlı bir bebek.)
B: Wow, how exciting. (Wow, ne heyecan verici.)
A: I know, you should really go and see her and the baby. (Değil mi, Debrah’ı ve bebeğini görmeye kesinlikle gitmelisin.)
B: Of course I will. (Tabi ki, gideceğim.)
A: I just wanted to let you know what happened. (Sadece ne olduğunu bilmeni istedim.)
B: I appreciate that. (Buna müteşekkirim.)

,

Doktor Diyalogları

At a Doctor (Doktordayken)

Doctor : Hello Mrs. Rose. (Merhaba bayan Rose.)
Mrs. Rose : Hi Doctor. (Merhaba Doktor.)

Doctor : How are you feeling? (Nasıl hissediyorsunuz?)
Mrs. Rose : I don’t feel good. (İyi hissetmiyorum.)

Doctor : What’s bothering you? (Sizi rahatsız eden nedir?)
Mrs. Rose : I have a stomachache and a headache. (Baş ve karın ağrım var.)

Doctor : Where does it hurt? (Neresi acıyor?)
Mrs. Rose : Here. (Burası.)

Doctor : Do you have a fever? (Ateşiniz var mı?)
Mrs. Rose : No, I don’t think so. (Hayır, sanmıyorum.)

Doctor :OK. Let me look at your throat. Open your mouth. Your throat is red. Does it hurt? (Tamam. Boğazına bir bakayım. Ağzınızı açın. Boğazınız kızarık. Acıyor mu peki?)
Mrs. Rose :Yes. It’s sore. (Evet şiddetli bir şekilde.)

Doctor : When did it start to feel this way?   (Ne zaman böyle hissetmeye başladın?)
Mrs. Rose : Last week. (Geçen hafta.)

Doctor : I think you have a virus. It might be the flu. I’m going to give you a prescription for some medicine (Sanırım siz de virus var. Grip de olabilir. Birkaç ilaç alman için sana reçete yazacağım)
Mrs. Rose : Thank you. (Teşekkür ederim.)

Doctor : Try to get some rest, and be sure to drink lots of water and orange juice. (Biraz dinlen ve bol bol su ve portakal su içtiğinden emin ol. )

,

Akşam Yemeği Diyalogları

Ben continental kahvaltı istiyorum.
I would like a continental breakfast.
ay vud layk e kontinentıl brekfıst

Ben İngiliz kahvaltısı istiyorum.
I would like an English breakfast.
ay vud layk en ingliş brekfıst

Portakal suyu alabilir miyim?
Can I have an orange juice?
ken ay hev en orınc cuys

Çay alabilir miyim?
Can I have a cup of tea?
ken ay hev e kap of ti:

Kahve için biraz süt alabilir miyim?
Can I have some milk for coffee?
ken ay hev sam milk for kofi

Biraz daha ekmek alabilir miyim?
Can I have some more bread?
ken ay hev sam mor bred

Lütfen biraz kızarmış ekmek alabilir miyim?
Can I have some toast, please?
ken ay hev sam tost pli:z

İki adet haşlanmış yumurta istiyorum.
I would like two boiled eggs.
ay vud layk tu boyıld egs

Biraz su alabilir miyim?
Can I have some water?
ken ay hev sam votır

Biraz reçel ve tereyağı alabilir miyim?
Can I have some jam and butter?
ken ay hev sam cem end batır

Mahalli yemekler için bir lokanta önerebilir misiniz?
Can you suggest a restaurant for local cuisine?
ken yu saccest e restorant for lokıl kuzin

Bu akşam için iki kişilik bir masa ayrıtmak istiyorum (rica ediyorum).
I would like to book a table for two people for this evening.
ay vud layk tu buk e teybıl for tu: pi:pıl for dis ivning

İki kişilik bir masa lütfen.
A table for two please.
e teybıl for tu: pli:z

Bahçede mi yoksa içerde mi oturmak istersiniz?
Would you like to sit in the garden or inside?
vud yu layk tu sit in dı gardın or insayd

Pencere kenarında bir masaya oturabilir miyiz?
Could we have a table near the window?
kud vi hev e teybıl ni:r dı vindov

Bu masa ayrılmış mı?
Is this table reserved?
iz dis teybıl rizörvd

Bana bir liste getirebilir misiniz?
Can you bring me a menu?
ken yu bring mi e menü

Sebze çorbası istiyorum.
I would like vegetable soup.
ay vud layk vecitıbıl su:p

Ben karışık ızgara rica ediyorum.
I would like to have a mixed grill.
ay vud layk tu hev e mikst gril

Ben yeşil salata ve kuzu pirzola rica ediyorum.
I’d like lamp chops with green salad.
ayd layk lemb çops vit gri:n salad

Bifteğinizi nasıl arzu edersiniz? Az pişmiş ya da çok pişmiş?
How would you like your steak? Rare or well cooked?
hav vud you layk yor stik reyr or vel kukt

Orta pişmiş olsun.
I like it medium.
ay layk it midyum

Yemeğinizi salata ile birlikte mi alırsınız?
Would you like your meal with salad?
vud yu layk yor miıl vit salad

İçecek ne isterdiniz?
What would you like to drink?
vat vud yu layk tu drink

Şarap listeniz var mı?
Have you got a wine list?
hev yu gat e vayn list

Hangi şarabı tavsiye edersiniz (önerirsiniz)?
What wine do you recommend?
vat vayn du yu rikomend

Ben soğuk birşey istiyorum.
I would like something cold.
ay vud layk samting kold

Bana bir aperatif getirir misiniz?
Could you bring me an aperitif?
kud yu bring mi en aperitif

En ünlü yöresel yemeğiniz nedir?
What is the local speciality?
vat iz dı lokıl spesialiti

Sıhhatinize!
Your very good health!
yor veri gud helt

Şerefe!
Cheers!
çi:rs

Tatlı listenizi alabilir miyim?
Can I have your dessert menu?
ken ay hev yor dizört menü

Ben bir krem karamel istiyorum.
I would like a cream caramel.
ay vud layk e kri:m karamel

Çikolatalı pasta var mı?
Do you have chocolate cake?
du yu hev çaklıt keyk

İki fincan kahve lütfen.
Two cups of coffee please.
tu: kaps ov kofi pli:z

Kahvenizi nasıl istersiniz?
How would you like your coffee?
hav vud yu layk yor kofi

Sütlü istiyorum, lütfen.
I’d like it with milk please.
ayd layk it vit milk pli:z

Hesap lütfen.
The bill, please.
dı bil pli:z

Üstü kalsın.
Keep the change.
ki:p dı çeync

,

İş Başvurusu

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Giriş

Sayın Yetkili,
Dear Sir,
Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim
Sayın Yetkili,
Dear Madam,
Resmi, bayan alıcı, bilinmeyen isim
Sayın Yetkili,
Dear Sir / Madam,
Resmi, bilinmeyen alıcı ismi ve cinsiyeti
Sayın Yetkililer,
Dear Sirs,
Resmi, ismi bilinmeyen bir grup insana veya bir departmanın tümüne seslenirken
Yetkili makama / merciiye,
To whom it may concern,
Resmi, alıcıların ismi ve cinsiyeti tamamen bilinmezken
Sayın Ahmet Bey,
Dear Mr. Smith,
Resmi, erkek alıcı, bilinen isim
Sayın Dilek Hanım,
Dear Mrs. Smith,
Resmi, bayan alıcı, evli, bilinen isim
Sayın Melek Hanım,
Dear Miss Smith,
Resmi, bayan alıcı, evli değil, bilinen isim
Sayın Demet Hanım,
Dear Ms. Smith,
Resmi, bayan alıcı, bilinen isim, bilinmeyen medeni hal
Sayın Alihan Erturan,
Dear John Smith,
Daha az resmi, alıcıyla daha önce iş yapılmış ise
… tarihte …’da ilanını verdiğiniz … pozisyonu için başvurmak istiyorum.
I wish to apply for the post of…which you advertised in…on… .
İlanını bir gazetede veya dergide gördüğünüz işe standart başvuru formülü
…’da yayımlanan ilanınıza binayen size yazıyorum.
I am writing in response to your advertisement posted on…
Online olarak açılmış bir ilana cevap göndermenin standart yolu
… tarihli …’daki ilanınıza binayen yazıyorum.
I refer to your advertisement in…dated… .
İş ilanını nerede bulduğunuzu açıklamanın standart yolu
… dergisinin … nolu baskısı … nolu sayısında iş ilanınızı gördüm ve büyük bir ilgiyle okudum.
I read your advertisement for an experienced…in the…issue of…with great interest.
Düzenli yayımlanan bir dergide karşılaşılan bir iş ilanına başvurmanın yolu
İlan verilen pozisyona … olarak başvurmak benim için bir zevktir.
I have pleasure in applying for the advertised position, as…
Bir iş ilanına başvurmanın standart yolu
… pozisyonuna başvurmak istiyorum.
I would like to apply for the position of…
Bir iş ilanına başvurmanın standart yolu
Şu anda … için çalışıyorum ve sorumluluklarım arasında …
Currently I am working for… and my responsibilities include…
Şu anki iş statünüzü açıklamaya başlamak için bir giriş cümlesi

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Temellendirme

Bu pozisyonla özel olarak ilgileniyorum çünkü …
I am particularly interested in this job, as…
Belli bir işi neden istediğinizi açıklarken kullanılır
… için sizinle çalışmak isterdim.
I would like to work for you, in order to…
Belli bir işi neden istediğinizi açıklarken kullanılır
Güçlü yanlarım …
My strengths are…
Anahtar özelliklerinizin neler olduğunu gösterirken kullanılır
Tek zayıf yönüm / yönlerim … . Ancak bu alanda / alanlarda kendimi geliştirmek için fırsat kolluyorum.
I would say that my only weakness / weaknesses are… . But I am looking to improve in this / these area/s.
Zayıf yönlerinizi gösterirken o zayıf yönleri geliştireceğinizi de belirtmeniz durumunda kullanılır
Bu pozisyon benim için çok uygun çünkü …
I would be well suited to the position because…
Neyin seni bu iş için iyi bir aday yaptığını açıklarken kullanılır
… konusunda tecrübem olmamasına rağmen … konuda oldukça tecrübeliyim.
Although I have no previous experience in…, I have had…
Belli bir iş alanında daha önce çalışmadıysanız buna rağmen farklı alanlardaki deneyimlerinizi gösterirken kullanılır
Profesyonel niteliklerim / becerilerim öyle görünüyor ki şirketinizin gerektirdiği özelliklere çok iyi uyuyor.
My professional qualifications / skills appear to be well suited to your company’s requirements.
Hangi becerilerinin seni bu iş için iyi bir aday yaptığını açıklarken kullanılır
… olan zamanım boyunca, … konusunda kendimi geliştirdim / ilerledim / genişlettim.
During my time as …, I improved / furthered / extended / my knowledge of…
Yeni beceriler için belli bir alandaki yetkinliğinizle ilgili tecrübelerinizi gösterirken kullanılır
Uzmanlık alanım dahilinde …
My area of expertise is…
Ana becerilerinin ve tecübelerinin hangi alanda olduğunu gösterirken kullanılır
…’de çalışırken … konusunda oldukça uzmanlık kazandım.
Whilst working at… I became highly competent in…
Yeni becerilere açıklığı ve belli bir alandaki tecrübeyi gösterirken kullanılır
Çok kısıtlı bir zamanda çalışırken bile net sonuç odaklılığını elden bırakmamamın yanında, … için özel olarak çok uygun olduğumu belirtmek isterim.
Even when working at high speed, I do not neglect accuracy and would therefore be particularly suitable for the demands of working as ….
Daha önceki işlerinden kazandığın bu tecrübeyle neden başvurduğun yeni iş için iyi olduğunu açıklarken kullanılır
Baskı altındayken bile yüksek iş kalitesi standartlarını koruyabilirim.
Even under pressure I can maintain high standards.
Son derece çaba gerektiren bir iş ortamında çalışabileceğinizi açıklarken
Bu pozisyondaki işim ile bu konudaki özel ilgimi birleştirmiş olacağım bu şekilde.
And thus I would have the opportunity to combine my interests with this placement.
Belli bir işe özel ilginiz olduğunu belirtirken kullanılır
… ile ilgili özel bir ilgim var ve eğer sizinle çalışma şansım / fırsatım olursa çok minnettar kalırdım.
I have a lively interest in … and would appreciate the opportunity / chance to broaden my knowledge by working with you.
İşe özel bir ilginiz olduğunu belirtirken kullanılır
Özgeçmişimden de görebileceğiniz gibi tecrübelerim ve kualifikasyonlarım bu pozisyon için çok uygun.
As you can see from my enclosed résumé, my experience and qualifications match this position’s requirements.
Özgeçmişinize dikkat çekmek ve bu işe ne kadar uygun olduğunuzu göstermek için kullanılır
… olarak …’daki şu anki pozisyonum bana yüksek baskıyla, takım ruhu içinde çalışmayı öğretti, iş arkadaşlarımla yakın mesafede çalışmanın işleri yetiştirmek açısından önemini kavrattı.
My current position as…for…has provided me with the opportunity to work in a high-pressure, team environment, where it is essential to be able to work closely with my colleagues in order to meet deadlines.
Şu anki işinizden ne gibi beceriler elde ettiğinizi gösterirken kullanılır
… olarak sorumluluklarıma ilaveten … becerilerimi de geliştirdim.
In addition to my responsibilities as…, I also developed…skills.
Şu anki işinizden edindiğiniz ek becerileri gösterirken kullanılır. Mesleki ünvanınızla pek alakalı olmayan beceriler

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Beceriler

Ana dilim …, ama … da konuşabiliyorum.
My native language is…, but I can also speak…
Akıcı olduğunuz ana dilinizi veya diğer dilleri göstermek için kullanılır
… diline son derece hakimimdir.
I have an excellent command of…
Anadiliniz olmayan ama yüksek seviyede iletişim kurabildiğiniz dilleri göstermede kullanılır
İyi seviyede … bilgim vardır.
I have a working knowledge of…
Anadiliniz olmayan ama orta seviyede iletişim kurabildiğiniz dilleri göstermede kullanılır
… üzerine … yıllık iş tecrübem vardır.
I have …years experience of working…
Belli bir iş alanı hakkındaki tecrübenizi göstermek için kullanılır
…’ın tecrübeli bir kullanıcısıyım.
I am an experienced user of…
Hangi bilgisayar yazılımını kullanabildiğinizi gösterirken kullanılır
… ve …”den yeterli ve gerekli derecelerde anlıyorum.
I believe I possess the right combination of…and… .
Becerilerinizin dağılımını göstermek için kullanılır
Mükemmel iletişim becerisi
Excellent communication skills
Bilgi paylaşımı ve iş arkadaşlarınıza açıklayıcı olabilme becerisi
Tümdengelim muhakemesi
Deductive reasoning
Hızlı ve verimli anlayabilme-anlatabilme becerisi
Mantıklı düşünebilme
Logical thinking
Birinin fikirlerini iyi planlanmış ve net bir şekile sokarak inşa etme
Analitik düşünce
Analytical skills
Detaylı sorgulama ve araştırma yeteneği
İyi kişilerarası ilişki becerisi
Good interpersonal skills
Diğer çalışanlarla etkili bir biçimde iletişimde olmayı becerme yeteneği
Anlaşma becerisi
Negotiation skills
Diğer şirketlerle etkili biçimde iş anlaşması yapabilme yeteneği
Sunum becerisi
Presentation skills
Kalabalık insan topluluğu önünde etkili biçimde fikir alışverişinde bulunabilme

Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Kapanış

Şirketinizin bana sunacağı bir pozisyonu son derece heyecanla bekliyorum.
I am highly motivated and look forward to the varied work which a position in your company would offer me.
Bir kişinin şirket için çalışma isteğini yinelemesinin kapanışında kullanılır
Bu pozisyondaki yeni görevleri bir giriş sınavı gibi görüyor ve onları dört gözle bekliyorum.
I see new tasks / this position as a welcome challenge, which I look forward to.
Bir kişinin şirket için çalışma isteğini yinelemesinin kapanışında kullanılır
Pozisyonun derin detaylarını sizinle bireysel olarak görüşme fırsatını memnuniyetle karşılardım.
I would welcome the opportunity to discuss further details of the position with you personally.
Bir mülakat ihtimaline karşı ipucu veren kapanış
Özgeçmişimi / CV’mi ekte bulabilirsiniz.
Please find my résumé / CV attached.
Özgeçmiş / CV’nizin önyazıyla birlikte olduğunu söylemenin standart yolu
Eğer istenirse …’dan referans sağlayabilirim.
I can supply references from…if required.
İş verene referans sağlayabileceğinizi söylemenin standart yolu
Referanslar …’dan sağlanabilir.
References can be requested from…
İşverene kontakt kurabileceği bir referans sağlamak istediğinizde kullanılır
… tarihindeki bir mülakat için uygunum.
I am available for interview on…
Bir mülakat için müsait olduğunuzu belirtmede kullanılır
İlginiz ve zamanınız için teşekkür ederim. Bu pozisyona neden uygun olduğumu sizinle kişisel olarak görüşmek için sabırsızlanıyorum.
Thank you for your time and consideration. I look forward to the opportunity to personally discuss why I am particularly suited to this position. Please contact me via…
Tercih edilen birinin kontakt detaylarını verirken ve işverene başvurunuzu incelediği için teşekkür ederken kullanılır
Saygılarımla,
Yours faithfully,
Resmi, bilinmeyen alıcı ismi
Tüm içtenliğimle,
Yours sincerely,
Resmi, sıkça kullanılan, bilinen alıcı
Saygılarımla,
Respectfully yours,
Resmi, çok sık kullanılmayan, bilinen alıcı ismi
Saygılar,
Kind/Best regards,

Doğum Günü Diyalogları

Bill: My birthday will be coming up soon, won’t it Mum?
Bill:  Doğum günüm yaklaşıyor, değil mi anneciğim?
Mother: Yes, of course…..
Anne: Evet, tabi…….
Bill: Only…..
Bill:  Sadece…..
Mother: You’d like to have a party for your friends?
Anne: Arkadaşların için bir parti mi vermek istiyorsun?
Bill: Yes, mum, like last year.
Bill:  Evet,  anneciğim, geçen yılki gibi.
Mother: Well, why not?
Anne: Şey, neden olmasın?
Bill: Thanks.
Bill:  Teşekkürler.
Mother: How many guests are you going to invite?
Anne: Kaç konuk davet edeceksin?
Bill: Not many, just my speacial friends. Twelve or fifteen that’s all.
Bill:  Fazla değil, yalnız özel arkadaşlarım. Oniki veya onbeş kişi hepsi o kadar.
Mother: I’ve got one request. Can you make sure you don’t make as much  noise as last year. Remember we got a lot of complaints from the neighbours after last years party.
Anne: Bir ricam var. Geçen yılki kadar gürültü yapmayacağınızdan emin olabilir misin? Geçen yılki partiden sonra komşulardan pek çok şikâyet aldığımızı hatırla.    
Bill: No, that was Peter’s fault. He kept turning up the volume, remember?
Bill:  Hayır, o Peter’in hatasıydı. Sesi devamlı açtı, hatırladın mı?
Mother: How can I forget!
Anne: Nasıl unutabilirim ki!
Bill: But he won’t be coming this year. He’s going to be in Switzerland. Anyway, it’s going to be a smaller party.
Bill:  Fakat o, bu yıl gelmeyecek. İsviçre’de bulunacak. Her neyse, daha küçük bir parti olacak.
Mother: If you like we can sit down tomorrow evening and make a list of what food and nibbles and things you’re going to need.
Anne: Eğer istersen, yarın akşam oturup ihtiyacınız olacak olan yiyecek, kanepe ve eşyaların bir listesini yapabiliriz.
Bill: We’re going to need you mean – You and dad are going to come as well, aren’t you?
Bill:  Bizim ihtiyacımız olacak olan, demek istedin – sen ve babam da geleceksiniz değil mi?
Mother: Well………… I suppose so. If we’re invited, that is.
Anne: Şey, öyle umarım, Eğer davet edildiysek, öyle olsun.

,