Otel Rezervasyonu
Hotel Reservation (Hotel rezervasyonu)
A: I would like to make a hotel reservation. (Hotel rezervasyonu yaptırmak istiyordum.)
B: What day will you be arriving? (Varış tarihiniz ne zaman?)
A:I will be arriving on May 14th. (Mayıs’ın 14’ünde varmış olacağım.)
B: How long will you be staying? (Ne kadar kalacaksınız?)
A:I need the room for 3 nights. (3 gece için tutmak istiyordum.)
B: How many people will be staying in the room? (Odada kaç kişi kalıcak?)
A: I will be staying in the room alone. (Tek başıma kalacağım.)
B: Would you like a smoking or nonsmoking room? (Sigara içilebilir ya da içilemez odalardan hangisini isterdiniz?)
A: I need a nonsmoking room. (Sigara içilmeyen odadan istiyorum.)
B: We have booked a room for you. Please be sure to arrive 4:00 on your check-in date. (Rezervasyonunuzu yaptık. Check-in için geldiğinizde lütfen 4 gibi burada olun.)
Günlük Diyaloglar
Looking for an Apartment (Apartman bakmak)
A: Can you tell me the best way to look for an apartment? ( Apartman bulabilmenin en iyi yöntemi nedir?)
B: The local newspaper has ads for housing. (Yerel gazetelerde ev için ilanlar var.)
A: Is there any way to find a roommate to share an apartment with? (Apartmanı paylaşabileceğin bir arkadaş bulabilmenin yolu var mı?)
B: Sometimes you can post an advertisement saying that you need a roommate. (Bazen oda arkadaşına ihtiyacın olduğunu söyleyen afiş asabilirsin)
A: What do landlords charge for rent? (Ev sahibi ev kirası için ne kadar ister?)
B: Would you like an apartment for just yourself, or do you need it for two people? (Apartmanı kendin için mi yoksa iki kişi için mi istiyorsun?)
A: There are two of us, but we only need a one-bedroom apartment. (İki kişi olucak fakat biz sadece 1 yatakodası olan bir apartmana ihtiyacımız var.)
B: You should be able to easily find that for twelve hundred dollars a month. (Ayda 1200 dolarlık kira ile kolayca bir yer bulabilirsin.)
A: I really would appreciate it if you could come look at apartments with me. (Apartmanlara bakmak için benimle gelirsen çok memnun kalırım.)
B: Sure, I’ll go look at apartments with you anytime you want. (Tabi ki, istediğin zaman seninle apartman bakmaya giderim.)
Greeting a Neighbor (Komşuyu karşılamak)
A: It is very nice meeting you. (Seninle tanışmak güzeldi.)
B: I’m happy to meet you also. (Ben de seninle tanıştığım için mutluyum.)
A: When did you get moved in? (Ne zaman taşındın?)
B: Just this past weekend. (Geçtiğimiz hafta.)
A: I didn’t even know the house got sold. (Evin satıldığını bile bilmiyordum.)
B: I absolutely love this house, so I had to buy it. (Bu evi çok seviyorum, bu yüzden almak zorundaydım.)
A: I understand, because the house is extraordinary. (Anlıyorum, çünkü bu ev sıradışı.)
B: How many years have you been living in your house? (Ne zamandan beri evinde yaşıyorsun?)
A: I’ve been living here for over 20 years. (Ben yirmi yılı aşkın süredir burada yaşıyorum.)
B: Twenty years? That is a very long time. (20 yıl mı? Bu çok uzun süre.)
A: I hope that we remain neighbors for a while longer. (Umarım uzun süre komşu olarak kalırız.)
B: I could never move out of this house. (Böylece ben de asla evden taşınmam.)
Getting Off Too Early (Erkenden inmek)
A: Is this our bus stop? (Burası bizim otobüs durağımız mı?)
B: I think this is it. Get off. (Sanırım burası. İn.)
A: Dude, where are we at? (Dostum, neredeyiz?)
B: I have no idea. (Hiçbir fikrim yok.)
A: I thought this was the right stop. (Ben burası doğru istasyon zannediyordum.)
B: It doesn’t look right to me. (Bana öyle gözükmedi.)
A: Did you make us get off early? (Bizi erken mi indirdin?)
B: I think we did. (Sanırım, öyle yaptık.)
A: I should not have listened to you. (Seni dinlememeliydim.)
B: I really thought this was our stop. (Gerçekten burası bizim durak zannettim.)
A: Now we have to walk. (Şimdi yürümemiz gerekiyor.)
B: Maybe we should just wait for the next bus. (Belki de, bir sonraki otobüsü beklemeliyiz.)
Expressing Concern for Someone (Birisi için endişeni dile getirmek)
A: Why weren’t you at school yesterday? (Dün niye okulda değildin?)
B: I wasn’t really feeling well. (Kendimi iyi hissetmiyordum.)
A: What was wrong with you? (Neyin vardı?)
B: My stomach was upset. (Miğdem çok fenaydı.)
A: Do you feel better now? (Şimdi daha iyi hissediyor musun?)
B: I don’t really feel too well yet. (Hala çok iyi hissetmiyorum.)
A: Do you want anything to make you feel better? (Kendini daha iyi hissetmek için bir şeyler yapmak ister misin?)
B: No, thanks. I already took some medicine. (Hayır,teşekkür ederim. Zaten birkaç tane ilaç aldım.)
A: I hope you feel better. (Umarım iyileşirsin.)
B: Thank you. (Teşekkür ederim.)
Favorite Movie (Favori film)
A: What’s your favorite movie? (Favori filmin hangisi?)
B: My favorite movie is Superbad. (Benim favori filmim Çok Fena.)
A: Oh, why is that? (Oh, neden peki?)
B: It’s the funniest movie that I’ve ever seen. (Çünkü şimdiye kadar gördüğüm en komik film.)
A: That’s true. It is a very funny movie. (Bu doğru. Çok komik bir film.)
B: You’ve seen it before? (Sen daha önceden izledin mi?)
A: Yes, I saw that movie the first day it came out in theaters. (Evet, filmi sinemalara ilk çıktığında izlemiştim.)
B: Didn’t you laugh through the whole movie? I did. (Bütün film boyunca gülmedin mi? Çünkü ben güldüm.)
A: Me too. That movie brought tears to my eyes. (Ben de. Bu film gözlerimden yaşlar getirdi.)
B: Mine too. (Benim de.)
A: I have it on DVD at my house if you want to come over and watch it. (Bizim evde filmin DVD si var eğer gelip izlemek istersen.)
B: Sure, let’s go. (Neden olmasın, hadi gidelim.)
Making Excuses (Bahane uydurmak)
A:Would you like to come to a movie with me? (Benimle sinemaya gelir misin?)
B:When do you want to go? (Ne zaman gitmek istersin?)
A:How about next Friday evening? (Önümüzdeki Cuma akşamına ne dersin?)
B:I’m sorry, I can’t. I’m having dinner with a friend. (Üzgünüm, gelemem. O gün bir arkadaşımla akşam yemeği için buluşacağım.)
A:How about the following Tuesday? (Ya gelecek Salı?)
B:I go to evening class on Tuesdays. (Salı günleri akşam derslerine gidiyorum.)
A:Oh, maybe some other time? (Oh, belki başka zamana gideriz?)
B:Yeah, I’ll give you a call. (Evet, ben seni ararım.)
Sharing News and Information (Haber ve bilgiyi paylaşmak)
A: Have you heard the news? (Haberleri duydun mu?)
B: I haven’t heard anything. (Hiçbir şey duymadım.)
A: Debrah had her baby last week. (Debrah’ın geçen hafta bebeği oldu.)
B: Nobody told me. (Hiçkimse bana söylemedi.)
A: I thought you heard. (Senin duyduğunu zannediyordum.)
B: I really wasn’t told anything. (Bana hiçbir şey söylenmedi.)
A: She was a cute 3,8 kilograms. (3,8 kilogram ağırlığında tatlı bir bebek.)
B: Wow, how exciting. (Wow, ne heyecan verici.)
A: I know, you should really go and see her and the baby. (Değil mi, Debrah’ı ve bebeğini görmeye kesinlikle gitmelisin.)
B: Of course I will. (Tabi ki, gideceğim.)
A: I just wanted to let you know what happened. (Sadece ne olduğunu bilmeni istedim.)
B: I appreciate that. (Buna müteşekkirim.)
Doktor Diyalogları
At a Doctor (Doktordayken)
Doctor : Hello Mrs. Rose. (Merhaba bayan Rose.)
Mrs. Rose : Hi Doctor. (Merhaba Doktor.)
Doctor : How are you feeling? (Nasıl hissediyorsunuz?)
Mrs. Rose : I don’t feel good. (İyi hissetmiyorum.)
Doctor : What’s bothering you? (Sizi rahatsız eden nedir?)
Mrs. Rose : I have a stomachache and a headache. (Baş ve karın ağrım var.)
Doctor : Where does it hurt? (Neresi acıyor?)
Mrs. Rose : Here. (Burası.)
Doctor : Do you have a fever? (Ateşiniz var mı?)
Mrs. Rose : No, I don’t think so. (Hayır, sanmıyorum.)
Doctor :OK. Let me look at your throat. Open your mouth. Your throat is red. Does it hurt? (Tamam. Boğazına bir bakayım. Ağzınızı açın. Boğazınız kızarık. Acıyor mu peki?)
Mrs. Rose :Yes. It’s sore. (Evet şiddetli bir şekilde.)
Doctor : When did it start to feel this way? (Ne zaman böyle hissetmeye başladın?)
Mrs. Rose : Last week. (Geçen hafta.)
Doctor : I think you have a virus. It might be the flu. I’m going to give you a prescription for some medicine (Sanırım siz de virus var. Grip de olabilir. Birkaç ilaç alman için sana reçete yazacağım)
Mrs. Rose : Thank you. (Teşekkür ederim.)
Doctor : Try to get some rest, and be sure to drink lots of water and orange juice. (Biraz dinlen ve bol bol su ve portakal su içtiğinden emin ol. )
ingilizce doktor diyalogları, ingilizce hastahane diyalogları
Akşam Yemeği Diyalogları
Ben continental kahvaltı istiyorum.
I would like a continental breakfast.
ay vud layk e kontinentıl brekfıst
Ben İngiliz kahvaltısı istiyorum.
I would like an English breakfast.
ay vud layk en ingliş brekfıst
Portakal suyu alabilir miyim?
Can I have an orange juice?
ken ay hev en orınc cuys
Çay alabilir miyim?
Can I have a cup of tea?
ken ay hev e kap of ti:
Kahve için biraz süt alabilir miyim?
Can I have some milk for coffee?
ken ay hev sam milk for kofi
Biraz daha ekmek alabilir miyim?
Can I have some more bread?
ken ay hev sam mor bred
Lütfen biraz kızarmış ekmek alabilir miyim?
Can I have some toast, please?
ken ay hev sam tost pli:z
İki adet haşlanmış yumurta istiyorum.
I would like two boiled eggs.
ay vud layk tu boyıld egs
Biraz su alabilir miyim?
Can I have some water?
ken ay hev sam votır
Biraz reçel ve tereyağı alabilir miyim?
Can I have some jam and butter?
ken ay hev sam cem end batır
Mahalli yemekler için bir lokanta önerebilir misiniz?
Can you suggest a restaurant for local cuisine?
ken yu saccest e restorant for lokıl kuzin
Bu akşam için iki kişilik bir masa ayrıtmak istiyorum (rica ediyorum).
I would like to book a table for two people for this evening.
ay vud layk tu buk e teybıl for tu: pi:pıl for dis ivning
İki kişilik bir masa lütfen.
A table for two please.
e teybıl for tu: pli:z
Bahçede mi yoksa içerde mi oturmak istersiniz?
Would you like to sit in the garden or inside?
vud yu layk tu sit in dı gardın or insayd
Pencere kenarında bir masaya oturabilir miyiz?
Could we have a table near the window?
kud vi hev e teybıl ni:r dı vindov
Bu masa ayrılmış mı?
Is this table reserved?
iz dis teybıl rizörvd
Bana bir liste getirebilir misiniz?
Can you bring me a menu?
ken yu bring mi e menü
Sebze çorbası istiyorum.
I would like vegetable soup.
ay vud layk vecitıbıl su:p
Ben karışık ızgara rica ediyorum.
I would like to have a mixed grill.
ay vud layk tu hev e mikst gril
Ben yeşil salata ve kuzu pirzola rica ediyorum.
I’d like lamp chops with green salad.
ayd layk lemb çops vit gri:n salad
Bifteğinizi nasıl arzu edersiniz? Az pişmiş ya da çok pişmiş?
How would you like your steak? Rare or well cooked?
hav vud you layk yor stik reyr or vel kukt
Orta pişmiş olsun.
I like it medium.
ay layk it midyum
Yemeğinizi salata ile birlikte mi alırsınız?
Would you like your meal with salad?
vud yu layk yor miıl vit salad
İçecek ne isterdiniz?
What would you like to drink?
vat vud yu layk tu drink
Şarap listeniz var mı?
Have you got a wine list?
hev yu gat e vayn list
Hangi şarabı tavsiye edersiniz (önerirsiniz)?
What wine do you recommend?
vat vayn du yu rikomend
Ben soğuk birşey istiyorum.
I would like something cold.
ay vud layk samting kold
Bana bir aperatif getirir misiniz?
Could you bring me an aperitif?
kud yu bring mi en aperitif
En ünlü yöresel yemeğiniz nedir?
What is the local speciality?
vat iz dı lokıl spesialiti
Sıhhatinize!
Your very good health!
yor veri gud helt
Şerefe!
Cheers!
çi:rs
Tatlı listenizi alabilir miyim?
Can I have your dessert menu?
ken ay hev yor dizört menü
Ben bir krem karamel istiyorum.
I would like a cream caramel.
ay vud layk e kri:m karamel
Çikolatalı pasta var mı?
Do you have chocolate cake?
du yu hev çaklıt keyk
İki fincan kahve lütfen.
Two cups of coffee please.
tu: kaps ov kofi pli:z
Kahvenizi nasıl istersiniz?
How would you like your coffee?
hav vud yu layk yor kofi
Sütlü istiyorum, lütfen.
I’d like it with milk please.
ayd layk it vit milk pli:z
Hesap lütfen.
The bill, please.
dı bil pli:z
Üstü kalsın.
Keep the change.
ki:p dı çeync
İş Başvurusu
Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Giriş
Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Temellendirme
Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Beceriler
Motivasyon Mektubu / Ön Yazı – Kapanış
Doğum Günü Diyalogları
İngilizce Doğum Günü Diyalogları, ingilizce doğum günü kutlama